Toplumun Şizofreni Hastalarına Bakışı ve Damgala(n)ma

Toplumun Şizofreni Hastalarına Bakışı ve Damgala(n)ma

Yaşam boyu %1 oranında görülmesine ve genç yaşta başlayıp yeti yitimine yol açmasına karşın şizofreni ihmal edilmiş bir hastalıktır. İhmalin en önemli nedenlerinden biri toplumun şizofreniden ve şizofreni hastalarından korkmasıdır. Toplumun şizofreni hastalarından korkması, onları damgalayıcı ve dışlayıcı tavır göstermesi, hastaların tedaviye gelmelerini ve ilaç kullanmalarını engellemektedir. Bunun sonucunda ise, hastaların ilaçlarını kullanmamaları riskli davranışlara yol açabilmektedir. Ayrıca, şizofreni bir beyin hastalığıdır ve tedavisi vardır. Ancak bu konuda da toplum yeterince bilinçli değil. Toplumu şizofreni alanında bilgilendirmek gerekiyor. Toplumda şizofreniyle ilgili ihmali aşmak, cahilliği azaltmak ve var olan yanlış inançları düzeltmek için geçmişte birçok damgalama kampanyası yapıldı ve halen de birçok ülkede aktif olarak devam etmektedir. "Akıl Oyunları" filmini bu çerçevede düşünmek gerekir. En geniş kitlelere şizofreni ile ilgili olumlu bir mesaj vermek isterseniz bunun yolu medya aracılığıyla pozitif örnekleri ortaya koymaktır. John Nash bu bakış açısından inanılmaz bir şanstı ve hakkında da bir kitap yazılmıştı.

Toplumda şizofreniye yönelik yanlış düşünceler ve inanışlar vardır. Ancak en sorun olan düşünce şizofreni hastalarının saldırgan olduklarına ilişkin toplumdaki yaygın kanıdır. Yapılan araştırmalar toplumda saldırgan davranışların görülme sıklığını %2-4 arasında saptarken, şizofreni hastalarında saldırgan davranışların %12 olduğunu ortaya koymuştur. Saldırgan davranışlar alkol ve madde kötüye kullananlarda (%25-35) ve antisosyal kişilik bozukluklarında (%40) daha sık görülmektedir. Hatta meclisteki milletvekillerinde bile saldırganlık olduğuna tanık olmaktayız. Şizofreni hastalarını saldırgan olarak suçlamak, her 10 şizofreni hastasından 9'una haksızlık yapmak anlamına gelir. Oysa şizofreni hastaları ve hasta yakınları toplumun kendilerinden korkmalarından son derece rahatsız olmaktadır. Gerçekte ise şizofreni hastalarının kendileri toplumdan ve toplumun acımazlığından korkmaktadır.

Bir konuya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Toplumun şizofreni hastalarından korkması, onları damgalayıcı ve dışlayıcı tavır göstermesi hastaların tedaviye gelmelerini ve ilaç kullanmalarını engellemektedir. Bunun sonucunda ise hastaların ilaç tedavisini kullanmamaları gibi riskli davranışlara yol açabilmektedir. Ayrıca şizofreni bir beyin hastalığıdır ve tedavisi vardır. Unutmayalım ki şizofreni hastalarını dışlamak demek Nobel ekonomi ödülü alan John Nash gibi birçok ünlü ve yaratıcı kişiyi toplumdan dışlamak anlamına da gelmektedir. Birçok kişi yaratıcı ve yetenekli özelliklerinin yanısıra şizofreni belirtileri yaşamaktadır.

Şizofreni konusunda toplum yeterince bilinçli değildir. Toplumu şizofreni alanında bilgilendirmek gereklidir. Bu en yaygın olarak medya aracılığıyla olur. Geçmişte bu konuda birçok çalışma yaptık. Bu tür çalışmaların sürekli olması gerekmektedir. Bütün çabalar gazetelerin 2. sayfasında bir şizofreni hastasının saldırganlığı ile ilgili bir haber çıkınca hızla yetersiz kalıyor. Bu nedenle şizofrenideki damgalamayla en etkin mücadele şizofreniyi iyileştirdiğimizde olumlu sonuçlanabilecektir. Ya da iyileşen olumlu hasta örneklerini görünce toplumdaki önyargılar kaybolabilir. Bu amaçla "Biz, siz ve onlar..." diye belgesel bir film hazırladık. Bu konuya ilgisi olan okuyucular internetten bu filmi seyredebilirler: https://www.youtube.com/watch?v=a5ijYgS6nyM





Diğer Yazılar